Arapça māta (مَاتَ) kelimesi, “ölmek” ve “ölü” anlamına gelir ve Avrupa dillerine de bu anlamı ile aktarılmıştır. Bununla birlikte Peştuca’da (İran dillerinden biri) māt (مات) sözcüğü “yıkılmış, parçalanmış, ezilmiş vb.” manaları ile halen kullanılmaktadır.
Kelimenin ” geriye kalan” anlamına gelen Farsça bir fiil olan mandan(ماندن) ile aynı soydan gelen Latince maneō ve Yunanca menō kelimeleriyle olan bağına dikkat çeken farklı etimolojik açıklamalar da söz konusudur. Ancak burada geriye kalan ile kast edilen “terkedilmiş, şaşırmış kalmış ve pusuya düşürülmüş”tür. Şah ise hepimizin bildiği gibi İran monarşisinin liderine verilen isimdir.
Mat, Farsça bir sıfat olup “yenilmiş,” “kaybetmiş” ve “çaresiz” anlamlarında da kullanılır. Yani “şah mat” şahın çaresizliğini, köşeye sıkıştırılmışlığını ve yenildiğini anlatır. Modern Farsça’da ise kelime bir insan için kullanıldığında, bu insanın donakaldığı ve cevap vermediği anlaşılır. Kelime “sersemlemiş,” “affallamış” ile yakın bir anlamda da kullanılır. Satranç oyununda ise rakiplerden birinin final hamlesi sonrasında, diğerinin hiçbir hamlesinin kalmaması anlamına gelir. Yani oyunun orijinal amacı olan “şahın öldürülmesi” gerçekleşmemiştir ancak şahın yapabileceği hiçbir hamle kalmamıştır. Bu açıklama Firdevsi’nin Şehname’sindeki orijinal hikaye ile de uyumludur.
Kaynak: Alwoodley Chess Club, Wikipedia